Fiziksel-zihinsel-duygusal gelişim
18-19 ay: Acemice koşar, ayaktayken düşmeden oyuncak fırlatabilir. Alçak sandalyeye oturur, büyük olana tırmanabilir, bir elinden tutunca merdiven çıkabilir. Kitap yapraklarını 2’şer 3’er çeviriri, kaşığını doldurarak kendisi yemek yiyebilir. 3 küpü üst üste koyabilir.
Çekmece ve dolapları karıştırır, düz çizgi takip edebilir, düğmeyi şişeden çıkartabilir, topu kısa mesafe atabilir. 7-20 kelime bilir, vücudun en az bir parçasını bilir, eli ile gösterir. Kelime salatasının içine anlaşılır kelimeler de karıştırır, kitaplardaki resimleri gösterebilir ve ismini söyleyebilir. Anne ve babasını taklit eder (yer süpürme, toz alma v.s), diğer çocuklarla birlikte oyun oynayabilir, tepinme gibi kızgınlık reaksiyonları göstermeye başlar.
Yavaş yavaş dışkı kontrolü başlayabilir.
21 ay: Çömelebilir, merdiven çıkabilir. 5 küp ile yapar, Bardaktan tutarak dökmeksizin içer. Kitabın sayfalarını tek tek çevirebilir. 3-5 vücut bölümünü bilir, Büyük olanı gösterir. Durum bildiren ifadeleri anlar ve yapar. 2 kelimelik cümleler kurabilir, yemek ve tuvalete gitmek istediklerini işaret veya kelime ile belli eder.Tıbbi takip/Öneriler
Muayene: Genel fizik muayene, gelişim
Öneriler: Günlük enerjinin %15-20’si anne sütü+ Aileyle birlikte sofra gıdası. D vit, Florlu çocuk macunu ile diş fırçalama.Aşıları
18 ayda aşıları bitmişse 2 yaşa kadar aşı yok.
19 AYLIK BEBEK
Çoğu anne babanın çocuğunun öfke nöbetiyle baş etmesini öğrenmesi lazım, çocuğunuz vurduğunda veya ısırdığında ne yapmalı nasıl müdahale etmeli. Bu öfke nöbeti anları anne-babaların en duygusal yaklaştığı, sinirlerini bozan ve ne yazık ki kendilerini çaresiz hissettikleri anlardır. Buradaki önerilerin bu durumla ilk defa karşılaşan -ve ne var ki son olmayan- ebeveynlere destek olacağını ümit ediyoruz.
Öfke Nöbetleri Nerdeyse Kaçınılmaz
Öfke nöbetleri genellikle çocuklarda yürümeye başlama aylarında ortaya çıkar, genellikle kaçınılmazdır ve anne baba olmanın en zor baş edilmesi gereken sorunlarından biridir. Eğer çocuğunuz henüz bunları yaşamamış olsa da bundan kurtulduğunuzu sanmayın, çünkü bazı çocuklar bu davranışı ancak üçüncü dördüncü yaşlarında gösterirler.
Gene bu yaşta kontrol ve bağımsızlık konuları önem taşımaktadır. Yeni yürüyen çocukların ayakkabılarını kendilerinin giyip giyememesi çocuk için önem arz eden bir konudur. Bu konular hüsrana yol açıp, tipik olarak sırt üstü düşüp ayak tekmelemeden kendinden geçene kadar nefessiz kalmaya kadar bir dizi davranış patlamasına neden olabilir.
Hiddete yol açan diğer bir neden dil geliştirilmesidir. Tam bu çağlarda, yürümeye başlayan çocuk ihtiyaçlarını size bildirmek için kendini ifade becerileri geliştirmektedir. Maalesef, siz her zaman onun gelişen çocuk dilini anlamayabilirsiniz. Bu durumda hüsranı yine hiddete dönüşebilir. Onu anlamaya çalışın, tahminleriniz açık ve net bir şekilde söyleyin.
Hiddetleri önlemenin bir yolu evden uzakta bile olsanız günlük rutin faaliyetlere devam etmeye çalışmaktır. Rutin faaliyetler çocukların kendilerini emniyet ve güvende hissetmelerine yol açar çünkü bir sonrasında neyin geleceğini bilmektedirler. Çocuğun rutin faaliyetindeki ufak bir değişiklik davranışlarında büyük değişimlere yol açabilir. Aynı zamanda hüsran olasılığını bekleyin. Çocuğun taleplerine hayır demektense ve seçeneklerler sunmayı tercih edin: “Kırmızı kazağını mı giymek istersin, yoksa mavi olanı mı” gibi. Sizin için uygun olan tercihlerin çocuğa sunulması onun kontrol altına alınmasını ve gelişen hiddeti önlemesini sağlayacaktır.
Davranışı kuvvetlendirmekten kaçının, yani öfke anlarında çocuğun ilgisini çekip davranışının kuvvetlenmesine yol açmaktansa konuyu, ortamı değiştirin, her şeyden önce kendine zarar vermesine engel olun. Bunun yerine hiddetin sakinleşmesini sabırla bekleyip daha sonra ilgi gösterin. Tepkiniz çocuğunuza ve duruma göre değişebilir. Bazıları için bırakın geçsin ve devam et iken, diğerleri için geçtikten sonra hiddete neyin neden olduğunu konuşmak olabilir.
Isırma ve Vurma
Anne babalık ve çocuk gelişimi sürecinde bir çocuğun diğer bir çocuğa düşmanca davranması kadar insanı üzen bir olay nerdeyse yoktur. Aileler için “saldırgan”ın şiddete veya “kurban”ın hedef olmaya eğilimi olup olmadığını tahmin etmek çok zordur. Isırma ve vurma yeni yürüyen çocuk dünyasında sık rastlanan eylemler olup bu davranışı gösteren çocukların karakterinin bir parçası olarak yansıtılmamalıdır. Fakat bu, bu tavırların göz ardı edilmesi gerektiği anlamına gelmez, ısırma ve vurmaya anne baba tarafından derhal müdahale edilmelidir.
Isırma veya vurma olayına katkı yapan, bir kısmında sebebin basit, açık ve net olan birçok faktör vardır. Birincisi, bazı çocuklar diş çıkarırken bir şeyleri ısırarak dişetlerindeki kaşıntıyı azaltabilir ve ısırılan şey baak bir çocuk olduğunda onun canının yanacağını bile çoğu zaman bilmemektedir. Diğer bir neden merak olabilir. “Bu çocuğun elinden bir parça ısırsam ne gibi bir reaksiyon olabilir?”. Veya çocuk yorgun ve sıkılmış ise bu tip tepkiler ortaya koyabilir.
Sık olarak ısırma ve vurma davranışı çocuğun kendi hayal kırıklığından kaynaklanıyor olabilir. Eğer bir çocuk bir oyuncakla oynuyor ve diğer bir çocuk onun oyuncağını almak isterse ilk çocuk hislerini kelimelerle anlatamayabilir. Ve ilk tepkisi diğer çocuğu elinden ısırmak, vurmak veya yana itme olacaktır.
İlk olarak iki tepki çok önemlidir. Önce kurbana gidip onu sakinleştirin daha sonra saldırganı ortamdan uzaklaştırın. Yine, davranışı kuvvetlendirmekten kaçının. Saldırgana pozitif kuvvetlendirici harekette bulunmayın (gülmek, sıcak göz teması, sakinleştirici ses yok). Sinirlenmeden, ses tonunuzu yükseltmeden kararlı ve sakin olarak ısırma ve vurmanın uygun bir davranış olmadığını belirtin. Ne olduğu hakkında iki çocukla da konuşun ve saldırıyı önlemesi olası kelimeleri onlara hatırlatın.
Bu kapsamda hem oyuncağı elinden alınan hem de darbe yemek üzere olan çocuğun “Dur!” ve “Hayır” gibi kelimeleri öğrenmesi gerekir. Ve unutmayın ki kurban kadar ısıran ve vuran çocuğun da sizin yardım ve desteğinize ihtiyacı vardır. Dışlamak ve etiketlemek davranışını durdurmasını öğrenmeye yardım etmeyeceği gibi gerginlik yaratarak sorunun devamına yol açabilir. Bu davranışlar sizin çabuk müdahalenizle son bulacaktır.
Popoya Şaplak Atmak veya Atmamak?
Eğer çok gerildiniz ve çocuğa biraz ara vermeniz gerektiğini hissederseniz çocuğunuzu (karyolası gibi) emniyetli bir yere koyup kendinize beş dakika sakinleşme süresi tanıyın. Bu anne babalıkta sık gördüğümüz ve normal karşıladığımız bir tepkidir ve çoğumuz bu durumu yaşamıştır.
Yoğun bir öfke durumunda çocuğa yaşına uygun bir şekilde neyin doğru olmadığı ve bunun durdurulması gerektiği anlatılmalıdır. Kibar olmak gerekir. Popoya şaplak atmak doğru değildir, o daha bunun sebebini anlamak için çok küçüktür. Dolayısı ile iletişim mümkün değil ise onun ilgisini olaydan başka tarafa çekmek en doğru yaklaşım olacaktır.
Hiçbir şekilde çözemiyorsanız ve çocuğunuz kontrolü kaybediyorsa ara vermeyi deneyin. Çocuğunuzu ortamdan uzaklaştırın. Fakat ara vermeyi abartmamaya çalışın, çünkü bu bir ceza değildir veya utanmaya yol açması gerekmez.
20 AYLIK BEBEK
Paylaşmak Zordur
“Benim! Benim!” Bu kelimeyi çocuğunuzdan sık sık duyuyor musunuz? Paylaşmak öğrenilmesi zor bir şeydir. Çocukların üç yaşına girene kadar paylaşmasını öğrenmesini beklemeyiz, fakat temellerini şimdiden atabilirsiniz. “Bu kime ait?” ile başlayın.
Çocuğunuza paylaşmayı nasıl öğretmelisiniz? Çocuklar paylaşmayı, belki uzun bir süre paylaşma tecrübeleri edinerek öğrenirler. Hangisi benim, hangisi senin, hangisi babanın, hangisi annenin hatta eğer evde köpek besliyorsanız hangisi köpeğin olduğu hakkında konuşmanız gerekir. Paylaşma davranışını göstermek de faydalıdır. Örneğin bir elmayı ikiye ayırdınız. “Benim bir kırmızı elmam var ben onu seninle paylaşacağım” diyebilirsiniz.
Evinizde başka bir çocuk varsa, çocuğunuz paylaşmayı daha çabuk öğrenecektir. Sadece ona ait olan ve paylaşması gerekmeyen bazı şeyleri olmasına dikkat edin. Çocuğunuz paylaşmayı öğrenmek için sizin yardımınıza çok ihtiyaç duyacaktır. Sabırlı olun ve çocuğunuz biraz daha büyüyünceye kadar gerçek bir paylaşma beklemeyin.
Benim Küçük İki Çocuğum Niye Her Zaman Kavga Eder?
Akran çekişmesi bilhassa kardeşler arasındaki yaş farkı üçten az ise problem olabilir. Kıskançlık her zaman bebek doğar doğmaz başlamayabilir. Büyük kardeş küçük emeklemeye başlayıncaya kadar onu normal olarak kabul edebilir. Bebeğiniz işlere karışmaya başladıkça onunla daha fazla ilgilenirsiniz. Bu durumda büyük kardeş doğal olarak kendisini daha az sevdiğiniz hissine kapılabilir ve kıskanabilir. Küçük kardeşin araya girip büyük kardeşin oyuncağını kırması işleri daha kötü hale getirebilir.
Büyük çocuğunuzun hislerini anladığınızı ve onu sevdiğinizi bilmesini sağlayın. Küçük kardeşi ile onun canını acıtmadan başa çıkma yollarını ona öğretin. İleriki 6-12 ay içerisinde kendinizi sürekli tartışmaların, ısırma, vurma ve saç çekmenin içinde bulacaksınız. Daha kötüsü, genelde hangi çocuğun tartışmayı başlattığından hiçbir zaman emin olmayacaksınız. Ama sakin olun bu çekişmeyle başa çıkmak için sizin de yapabilecekleriniz vardır.
Çocuklarınızın birbirlerine veya birbirlerinin eşyalarına zarar vermelerini önleyin. Büyük çocuğunuzu öfkesi için suçlu bulmanızın bir faydası yoktur. Altı üstü onun hisleri gayet normal ve anlaşılırdır. Kardeşinin canını acıtmasına veya kardeşinin onun canını acıtmasına müsaade etmeyeceğinizi bilmesini sağlayın. Büyük çocuğunuz için hayatı çekilir yapmak için elinizden geleni yapın. Onun varlığında küçük kardeşini övmeyin. Arkadaş ve akrabalarınıza da bu tavsiyeye uymaları için ricada bulunun. Büyük çocuğunuza bir eğlence gezisi veya arkadaş grubu gibi hoşuna giden ev dışı aktiviteler bulun. Ancak bunu büyük çocuğunuzun kendisini özel hissetmesini sağlayacak şekilde yapın. Asla itilip kakıldığı izlenimini edinmesini veya cezalandırıldığı hissine kapılmasına sebep olmayın. Günde en az bir defa büyük çocuğunuza aralıksız ilginizi verin. Tüm çocuklarınız bu ilgi ve özene ihtiyaç duymaktadır.
Gerçekçi beklentileriniz olsun. Bu zamanda daha büyük çocuğunuzdan ekstra talepleriniz olabilir. Onun bu yaşta olabileceğinden daha sorumlu, sabırlı, bencil olmayan ve büyük bir insan gibi olmasını bekleyebilirsiniz. Bu beklentilerden kendinizi alıkoyun. Bir kavgada hangi çocuğu suçlayacağınıza karar vermeye çalışmayın. Sadece onları ayırın. Eğer bir oyuncak için kavga ediyorlarsa, oyuncağı her ikisinden de uzaklaştırın. Daha sonra yapmaları gereken başka bir şey bulmaya çalışın. Bu yaşlardaki çocuklarda kavganın yaygın bir şey olduğunu hatırlamaya çalışın. Çocuklarınız bir canavara dönüşmemiştir. Sabırlı, anlayışlı ve kararlı olun. Bu dönem de geçecektir.
Çocuğumu Şımartmaktan Nasıl Kaçınabilirim?
“Şımarık” bir çocuk devamlı talepkardır, ben merkezcidir ve etrafta olunmasından hoşlanılmaz. Etrafındaki diğer erişkinler tarafından da pek sevilmezler.
Küçük bir bebeği istediği zaman özen, ilgi ve alaka göstererek şımartamazsınız. İyi bakılmış bir yaşındaki çocuklar genelde emin ve güvenilirdir. İlk yılında yetersiz bakım görmüş çocuklar korkulu ve daha talepkar olabilir. Çocuğun ikinci ve üçüncü yıllarında kendisine sınır konulmaz ve bu sınırlarda tutarlı olunmaz ise “şımarıklık” ortaya çıkabilir. Aileler mantıksız talepleri karşıladıkça, rahatsız edici davranışı frenlemedikçe ve çocuklarının ufak ihtiyaçlarının diğerlerini rahatsız etmesine müsaade ettikçe çocuklar şımarık olurlar.
Sınırlar belirli olur ve her zaman, çocuğun bakımını üstelenen herkes(bakıcı-anneanne-babaanne v.s) tarafından tutarlı bir şekilde uygulanırsa, çocuklar bu sınırlar içinde başarılı olmayı öğrenirler. Bu da özgüven kazandırır. Çocuklar mantıklı sınırlama ve kurallar isterler. Bu kurallar çocuğunuzun anlayabileceği ve uyabileceği cinsten olmalıdır. Çocuğunuz her istediği verilmeyince sizden hoşlanmayacak diye endişe etmeyin. Onu sevdiğinizi fakat yanlış hareket etmesine müsaade etmeyeceğinizi bilmesini sağlayın.
Kuralların neler olduğunu, bunların niye gerektiğini ve uymayınca neler olacağını anlamasına yardımcı olun. Sınır koyma ve bunlara uymaya zorlama, sizin çocuğunuzun emniyetli, yetenekli ve “şımarmadan” büyümesine yardımcı olacağınızın göstergesidir.
21 AYLIK BEBEK
Dünyaya Hazırlanmak
Yeni yürüyen çocuğunuz başkalarını oynarken seyredecek ve belki de onları takip edecektir. Dürtme, dokunma ve itme onun başka çocuklara ilgi göstermesinin yollarıdır. Kendi yaşında özel bir arkadaşla sık sık beraber oluyorsa ilgi gösterebilir. Başka bir yabancının yanında olmaktan ziyade onunla beraber oldukça daha çok güldüğünü ve daha az korktuğunu fark edeceksiniz.
Çocuklar oyun ile öğrenir. Bu çocukların kendilerini, ailelerini ve dünyayı tanıma yoludur. Çocuğunuzun yalnız da oynamasına müsaade edin ve ona oyun için zaman ayırın. O sizin hakkınızda öğrenecek, siz onun hakkında öğreneceksiniz ve onun büyümesine yardımcı olacaksınız.
Başarılı Çocuğun Sosyal Oyunu İçin Fikirler
- İki çocuğu ayırmak gerekirse sakin ve karalı bir şekilde yapınız, birine veya her ikisine farklı bir faaliyet öneriniz. Hayal gücünüz var ve yeni fikirlere açıksanız dikkatini dağıtma iyi iş görür. “Hayır! Bırak onu!” diyeceğinize yapılması uygun bir şeyi öneriniz. “Sallanan sandalyeyi şimdi Ali kullanıyor, Ayşe. Sen daha sonra binebilirsin.
- Fakat galiba senin bebeğin uykusu gelmiş. Niye ona bir battaniye getirip uykuya yatırmıyorsun?” gibi yollarla dikkatini dağıtabilirsiniz.Grubu küçük tutunuz. Evde üç veya dört yürümeye başlayan çocuk ve bir de gözetimci bulundurunuz.
- Yakında tanıdık büyükler bulundurunuz, çocuklar tanıdıkları büyüklerin zaman zaman kontrol etmesinden hoşlanırlar ve kendilerini emniyette hissederler. Sadece bir güven gülümsemesine, bir kucaklamaya, kısa bir dinlenme uykusuna veya huzursuzluk olunca küçük bir yardıma ihtiyaçları olabilir.
- Çocukların kendi faaliyetlerini yapmalarına ve diğerleri ile kendi hızlarında ilişkide olmalarına müsaade edin. İtmeyin. Üstelemeyin. Oyuncak temin edin, hatta aynı oyuncaktan bir iki tane olsun, bu onların rahatsız edilmeden paylaşmalarını sağlayacaktır.
- Birine zarar gelmesi veya birinin sürekli üstün olması haricinde hafif çekişmelere müdahale etmeyin. Çocuklar birbirine eşlik etmeyi deneyerek öğrenirler, bazen kazanır bazen kaybederler. Bazen de berabere kalınır. Utangaç bir çocuk bile çekişmeden nasıl kaçınılacağını öğrenir.
Ortalıkta Tartışma
Çocuğunuzun iyi davranmasını beklediğiniz bir anda bazen ne kadar sevimsiz olduğunu hiç gözlediniz mi? Siz yalnız değilsiniz. Bu yaygın soruna kesin çözüm olmamakla beraber aşağıdaki hususlar yardımcı olabilir:
- Mantıklı olun. Fazla şey beklemeyin. Çocukların başa çıkmak için çok küçük kalacakları durumlardan sakının. Eğer çocuğunuz normal ise, kendi istediğinin olmasını isteyebilir, oyuncakları paylaşmak istemez ve kitapları yırtabilir. Bu durum yaşıtlarla oyunun kısa kesilmesi gerektiğini gösterir.
- Bu yaştaki çocuklar itirazcı ve karşı koyucu olabilir, çocuğunuza dışarı çıkmadan önce beraberce ne yapacağınızı, ondan nasıl hareket etmesini beklediğinizi ve yanlış hareket ederse ne olacağını anlattığınızdan emin olun. İyi davranışını nasıl mükafatlandıracağınızı ona söyleyin. Bu mükafat onu kucaklamak veya dönüş yolunda ona bir masal anlatmak olabilir. O sıkılabilir, acıkabilir ve yorgun hissedebilir. Onu eğlendirmek için oyuncak ve açlığı için yiyecek bir şeyler alabilirsiniz.
- Çocuğunuz iyi davranıyorsa, onu iyi davranışı için övün. Yanlış hareket ediyorsa sakin olmaya çalışın (yapmak kolay değildir) ve onunla tartıştığınız neticeleri takip edin. Onu veya kendinizi başkalarının önünde utandırmayın. Mümkünse onu bir kenara çekip basit kelimelerle nasıl davranması gerektiğini hatırlatın. Mantıksız talepleri karşılamayın. Eğer yaparsanız, istenmeyen bir davranışı mükafatlandırmış olursunuz ve onu muhtemelen tekrar edecektir.
- Tekrar yönlendirin. Çocuğunuz yanlış hareket ederse, yeni bir faaliyet önerin. Ona “Hayır” veya “Yapma” demek çok nadiren işe yarar. Örneğin süper markette, ağlarsa ona en hoşlandığı elmayı veya muzu bulmasını söyleyin veya orada ne yaptığınız hakkında konuşun, genellikle marketlerde çocuğun da oturabileceği türden sarabalar ilgisini çekebilir ve dikkatini dağıtabilir.
- Sabırlı olun, evet haklısınız anne-babalık kolay değil. İyi örnek uygulamalarınızın daha sonra karşılığını vereceğini ve sizin ve onun hayatını kolaylaştıracağını unutmayın.